PAZAR YOLU .

Bu yol aslında iPEK yoludur .Bu yol KARGIYA giden ana yolun altında Dereköyün batısından başlayan birinci yoldur.Şu anda dereköyün içinden geçmektedir .Bu yol bizi Devrez çayına kadar götürür.Ordan devrezi geçerek Samsun yoluna çıkartır eskıden hacı hamza ve iskilip köylüleri bu yldan ilçemize ve köylerine alış veriş için gelip gittikleri için Pazar yolu ismini aşmış.Biz bu yoldan devrez çayı kenarındaki arazilerimize ve depenin üstü ve altı dedigimiz ve karabag mevkilerindeki arazilerimizin yolu bu yoldur.Yeni yapılan Kooparatif binamızada burdan gitmekteyiz. Bu yol eskiden çok işlek bir yoldu sebebi ise Motorlu taşıtların az oldugu zamanlarda hayvanlarla gelip gidildiginden kısa olarak Devrez çayını geçip her iki tarafada ulaşım yapılıyordu.

KARA TOPRAGIN YOLU.

Bu yol eskiden Köyümüzden çıkar çıkmaz hemen yolun altından aşagı dogru aşagı tepeye kadar giden yoldu.Şu anda bu yol Dere köyün dogusundan giden ilk yoldur .Dereköyü geçtikten sonra hazine arazileri gelir Bu yola sıra dutların yoluda denir .buradaki araziler karışıktır üç köyün araziside bulunmaktadır.Bu yolun kenarlarında sıra sıra büyük dut agacları vardı gelen giden yerdi onun içinde sıra dutların yolu ismini aşmıştı..

Buradaki arazilere karaçayın sel baskınları oldugu ıçin tarlaların toprakları simsiyah tır ve çokta verimlidir onun için kara topragın yolu denmiştir.

KARA ÇAY.

Bu çay Çakırlar ve Yeşilköy ü birbirinden ayıran çaydır başı kara evlek ve iki çaresi(eski adı ile) denen ve kara çayın ve ak çayın birleşimlerinden meydana gelen bir çaydır bu çayın başlarıda eskiden çok tarım yapılırdı ve heyalan kaygan bir arazi oldugundan az bir yagış oldugu zaman bile su birikintileri toprakları alıp bir sel haline dönüştürüyordu büyük büyük kayalar agaçlar ne bulursa söküp alıp getiriyordu çok korkunc anlar yaşatıyordu çevresindeki köylere. ilçemize giden yolu kesiyordu arazilerimizi tahrip ediyordu .Ereziyon çalışmaları nedeni ile bu çayın zararları önlendi.ve üzerine de bir köprü yapıldı ilçemizin yoluda düzelmiş oldu

YAYLAYA GİDİYORUZ.

Eskiden(yani haynaz köyü yolu yapılmadan evvelki yoldan bir yaylaya gidelim. Köyümüzden çıkıyoruz bu yolculuk motorize yolculugu degil .katır ve merkep lerle yapılan bir yolculuk .Sayın genc okurlarım sizler bu yoldan yaylaya gelip gitmediginizden bu yolu pek iyi tanımazsınız. bu yolunda birçok dinlenme yerleri vardır.nasılki İstambula giderken sık sık gördügümüz dinlemme yerleri gibi .

Bu yolunda sıksık giden yolcuları vardır aklımda kalan yolcuların bazılarını sizlere tanıtayım.Çakır ali Nurinin oglu yahyanın oglu ofofun oglu Uzun Şükrü Dursun dede bu saydıklarım yayla yolunun günlük gidenleridir.Sabahın gün ışıması ile başlar yolculuklar katırı olan katıra eşegi olan eşegine binerler torbalara da elma erik armut gibi bazı yiyecekleri de doldururlar yola çıkarlar hayvanların yularında bazilarının zil bulunur şıkşıkı şıkşıkı yola devam arada sırada türkülride söylemeyi ihmal etmezler bu arada kızıl tepe çatal meşe ebenin olugu karaguzun yolu gibi dinlenme yerlerinidegeride bırakmış olurklar artık yolumuz iki çaresine gelmiştir.

İKİ ÇARESİ.

Aslında bu isim iki çay arasıdır bu iki çay yolu sık sık bozup gidilmez hale getirdileri için bu iki geçit yola iki çare bulalımki yol düzelsin demişler onun için aki çeresi lakabını almış. bu iki çayın geçitleri çok tehlikeli bir yoldu yol bır metreyi zor buluyodu yolun altı uçurum atmış yetmiş metre vardı çok hayvanlar burdan aşagı yuvarlanıp öldükleri olmuştur.Birini sizlere anlatayım. yayladan akşamları hayvanlarla odun gelirdi bu arada Hasan onbaşının bir kör eşegi vardi onada odun sarıp diger eşeklerin arasına katıp yola çıkarırlardı zavallı hayvan önden giden eşegin tıkırtı sesine göre yola giderdi çünki gözü görmüyordu. bir gün bu amansız dar yoldan geçerken önden giden eşegin sesini duyamıyor rasgele gidiyor hemen oracıkta canından olyor aşagı yuvarlanıp derenin dibinde can veriyor şurasını unutmayalımki bu eşek didigimiz zavallı hayvanlara hakaret ediyouz bizim hizmetimizde bulunan bu zavallı hayvanlara diger adını kullanalım bence daha iyi olur diyorum .ve yolumuza devam ediyoruz oturak kirenine geliyouz burası iki çaresini geçince ilk durak yeridir burda yolun kenerında bulunan bir kiren agacının dibinden çok berrak soguk bir su akmaktadır su ihtiyacları burda giderilir biraz daha yola devam ederken araba oluguna gelinir burdada yol kenerında yırtma peyrelerden buyüm bir agac oluga su akar burası çok tozlu külükbir yol oldugundan suyu içilmez yola devamtaşli tarlaya geliyoruz burası çok güneşe karşı bir yerdir yabani erik agaçları ve elmaları bulaunur ve hemen az eleride Feridenin evine raslarız

FERİDENİN EVİ.

Taşlı tarlanın bitiminden hemen sonra bir düzlük gelir burası harman yeridir ve kenarında tek katlı bir yayla evi bulunur içinde dereköyden (takma adı Feride olan birisi ikamet ediyordu)Feride dere köyden Yahya ustanın dedesidir.Esas adı Ammettir Ahmet dayı halk arasında sevilenbirisi ona herkes şaka yaparlardı o kendini insanlara sevdiren birisi olmuştu yolun kenerında bir ahlat agacı vardı ona her sabah erkenden bir kova ayran yanınada bir ayran bardagı kor agaca takardı yaylaya giden yolcular hayvanından inmeden uzanıp bir bardak ayran içip yola devam ederlerdi

Ne yazıkki şimdi bu evin bulundugu yer tanınmaz hallere geldi ev göçtü tarlalar harmanlar birer çalılık haline geldi buralara artık dönüp bakan kalmadı.

SADIK ÇAVUŞUN EVİ.

Feridenin evinden yukarı dogru baktıgımızda Sadık dedenin evini görüyouz bu iki evin arasında yama tarla isminde bir tarla var .Sadık dede de bu evde keçileri ve hayvanları otlatmak için ikemet ederdi sadık dedenin evine özel gitmedikce yo ugramazdı .buradanda doguya dogru yukarı baktıgımızda bir ev daha görüyouz Kadir daglının evi.

DİDOGU KADİRİN EVİ. Yakında yazmaya devam edecegiz .